İş Kazasında Kırık Oluşumu ve Hukuki Süreçleri

İş kazası, çalışanların mesai saatleri içinde veya işin yürütümü sırasında yaşadıkları beklenmeyen ve zararlı olaylardır. Bu tür olayların sonucunda oluşan kemik kırıkları, hem sağlık hem de hukuki açıdan ciddi sonuçlar doğurur. Türkiye’de yürürlükte olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre, işverenin yükümlülüğü yalnızca önleyici tedbirlerle sınırlı değildir; aynı zamanda kazadan sonra doğan zararların giderilmesini sağlamakla da yükümlüdür. Bu bağlamda, kırık gibi bedensel bütünlük ihlallerinde işverenin tazminat sorumluluğu gündeme gelir.
Kırık vakaları genellikle düşme, ağır cisim çarpması veya makineli ekipmanlarla çalışırken yaşanan kazalar sonucu meydana gelir. Bu tür bir yaralanma sonrası çalışan, sadece tıbbi tedaviye değil aynı zamanda yasal haklarının korunmasına da ihtiyaç duyar. Özellikle kırığın uzun süreli tedavi gerektirmesi, işçinin çalışma kapasitesini kalıcı olarak etkilemesi ya da yaşam standardını düşürmesi durumlarında iş kazası kırık tazminatı gündeme gelir. Bu tazminat, çalışanı mali açıdan korumayı amaçlayan bir haktır ve hem geçici hem kalıcı sonuçlara göre hesaplanabilir.
İşçinin kol, bacak, kaburga ya da omurga gibi hayati fonksiyonları etkileyen kemiklerinde kırık oluşması hâlinde bu yaralanma yalnızca sağlık kaybı değil, aynı zamanda gelir kaybı anlamına da gelir. Bu nedenle Türk Borçlar Kanunu ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı kapsamında işçiye maddi ve manevi tazminat hakları doğar. Devam eden başlıklarda bu haklar ayrıntılarıyla açıklanacaktır.
Kırık Yaralanmalarının Tıbbi ve Mesleki Sonuçları
Kemik kırıkları, tıbbi olarak kemiğin bütünlüğünün bozulması anlamına gelir ve bu bozulma kimi zaman açık (deriden dışarı çıkmış) kimi zaman da kapalı (deri altında) olabilir. İş kazasında meydana gelen kırıkların niteliği, iyileşme süresi, ameliyat gerekliliği ve kalıcı hasar bırakıp bırakmadığı gibi unsurlar hem tıbbi hem hukuki açıdan önem taşır. Örneğin, aynı bölgedeki bir kırık eğer sinir ya da damar hasarına yol açmışsa iyileşme süresi uzayacak ve bu durum tazminat hesaplamasında etkili olacaktır.
Kırığın iş gücü kaybı yaratıp yaratmadığı, işçinin mesleğini sürdürebilme durumu ile doğrudan ilişkilidir. Fiziksel emek gerektiren işlerde çalışan bireyler için kol veya bacak kırığı ciddi iş gücü kaybına neden olabilirken, masa başı çalışanlar için aynı kırık daha hafif sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle çalışma alanı ve mesleğin niteliği, kırığın hukuki değerlendirmesinde dikkate alınan unsurlardandır.
Ek olarak, tıbbi süreçte uygulanan tedavi yöntemleri (ameliyat, plak-vida takılması, alçı süresi, fizik tedavi süresi) ve bu süreçlerin işçinin yaşam kalitesi üzerindeki etkisi de tazminatın kapsamını belirler. Kalıcı iz, hareket kısıtlılığı veya sürekli ağrı gibi komplikasyonlar söz konusuysa, işçinin hem maddi hem manevi zararlarının daha yüksek olacağı varsayılır. Bu da tazminat miktarını doğrudan etkiler. Dolayısıyla, her kırık vakası yalnızca sağlık değil, aynı zamanda mesleki geleceği etkileyen bir yasal duruma dönüşebilir.
Geçici İş Göremezlik Durumu ve Ödeme Hakları
İş kazası sonucu oluşan kırık vakalarında çoğu zaman işçi belli bir süre boyunca çalışamaz hâle gelir. Bu durum, hukuki olarak geçici iş göremezlik olarak adlandırılır. SGK sistemi içinde bu durum için geçerli bir iş göremezlik raporu düzenlenirse işçi, çalışamadığı süre boyunca gelir kaybına uğramaz; çünkü kendisine “geçici iş göremezlik ödeneği” bağlanır. Bu ödeme, işçinin kaza öncesi kazancının yaklaşık %66,67’si oranında olup 3. günden itibaren başlar. İlk 2 günün ücreti ise işveren tarafından ödenir.
Örneğin, 2025 yılı itibarıyla net maaşı 24.000 TL olan bir çalışan için günlük kazanç 800 TL civarındadır. Bu durumda SGK, 3. günden itibaren işçiye günlük yaklaşık 533 TL ödeme yapacaktır. Tedavi süresi 45 gün ise SGK toplamda 43 gün × 533 TL = 22.919 TL iş göremezlik ödeneği sağlar. Bu ödeme, tıbbi rapor ve işveren bildirimi sonrasında otomatik olarak işçinin banka hesabına yatırılır. Bu süreçte işçinin raporları tam ve zamanında SGK’ya ulaştırması büyük önem taşır.
Geçici iş göremezlik sürecinde işçi hem sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanır hem de gelirinin büyük kısmını koruma altına alır. Ancak bu ödeme yalnızca belirli bir süreyle sınırlıdır. Eğer iyileşme tamamlanmaz ve kalıcı bir hasar oluşursa bu sefer geçici iş göremezlik sona erer ve sürekli iş göremezlik ya da maluliyet süreci başlar. Bu geçişi belirleyen şey, SGK ya da sağlık kurullarının vereceği “sürekli iş göremezlik” raporudur. İşte asıl tazminat hesaplamaları bu aşamada gündeme gelir.
Kalıcı Maluliyet Oranı ve Uzun Vadeli Haklar
İşçinin yaşadığı kırık sonrası kalıcı bir rahatsızlık oluştuysa, bu durum artık sürekli iş göremezlik olarak değerlendirilir. Bu aşamada sağlık kurulu işçinin genel sağlık durumunu, iyileşme derecesini ve mesleki yetkinliğini analiz ederek bir maluliyet oranı belirler. Bu oran, işçinin çalışma gücünün yüzde kaçını kaybettiğini gösterir. Örneğin ayakta uzun süre durması gereken bir işçinin diz kapağında kırık oluşması ve hareket kabiliyetinin %30 azalması, %25–30 arasında bir maluliyet oranı ile değerlendirilir.
Bu oran yalnızca tıbbi kriterlerle değil, aynı zamanda işçinin yaptığı işin niteliğine göre belirlenir. Örneğin masa başı çalışan birinin kol kırığı %10 ile sınırlı kalırken, kaynakçılık yapan biri için aynı kırık %30’a kadar maluliyet doğurabilir. Bu nedenle maluliyet değerlendirmesi, yalnızca fiziksel sağlık kaybını değil, işçinin mesleki yeterliliğini de dikkate alır. SGK, %10 ve üzerindeki oranlarda sürekli iş göremezlik geliri bağlarken, %10 altı durumlarda yalnızca mahkemeye başvurarak tazminat talep edilebilir.
Belirlenen bu oran, işçiye ödenecek tazminat miktarının temelini oluşturur. Tazminat yalnızca gelir kaybı üzerinden hesaplanmaz; aynı zamanda işçinin yaşam konforundaki azalma, sosyal hayattaki zorluklar ve iş gücünün yeniden kazanılamayacağına ilişkin veriler de dikkate alınır. Aşağıdaki başlıkta bu oranın nasıl tazminata dönüştüğü örneklerle açıklanacaktır.
İş Kazası Kapsamında Tazminat Türleri
İş kazası sonucu meydana gelen kırıklar sadece tıbbi değil, hukuki olarak da ciddi sonuçlar doğurur. Bu durumda işçinin talep edebileceği iki temel tazminat türü bulunmaktadır: Maddi tazminat ve manevi tazminat. Her iki tazminat türü de farklı hukuki gerekçelere dayanmakla birlikte, aynı olaydan kaynaklı olarak birlikte talep edilebilir.
Maddi tazminat, işçinin uğradığı doğrudan ekonomik zararların karşılığıdır. Örneğin iş kazasından dolayı alınan raporlu günler boyunca gelir kaybı, kalıcı iş göremezlik nedeniyle gelecek yıllarda kazanılamayacak maaşlar, tedavi sürecinde yapılan yol, ilaç ve özel sağlık harcamaları bu kaleme girer. Ayrıca bazı durumlarda işçinin çalışma yeteneği kısmen azalırsa dahi, iş gücü kaybı oranına göre maddi tazminat talep edilebilir. Yargıtay içtihatlarına göre maluliyet oranı %10’un üzerinde ise bu durum maddi tazminat için yeterlidir.
Manevi tazminat ise iş kazasının işçide yarattığı ruhsal çöküntü, yaşam kalitesindeki azalma ve sosyal hayattan kopuş gibi soyut zararların telafisidir. Özellikle kırık sonrası uzun süreli ağrı, kalıcı iz, günlük aktiviteleri yerine getirememe veya psikolojik travma yaşayan işçilerin bu hakka başvurması mümkündür. Manevi tazminatın miktarını mahkeme belirlerken işverenin kusur oranı, işçinin yaşadığı acının derecesi ve kazanın koşullarını dikkate alır. Maddi tazminat kesin rakamlarla belirlenirken, manevi tazminat hâkimin takdirindedir.
2025 Yılına Göre Tazminat Hesaplama Yöntemi
İş kazası kırık tazminatında en merak edilen konu ödenecek miktarın nasıl belirlendiğidir. 2025 yılı itibarıyla bu hesaplamada kullanılan yöntemler hem SGK verileri hem de mahkeme kararları doğrultusunda şekillenmektedir. En yaygın yöntem, işçinin aylık kazancının günlük bazda hesaplanması, bu tutarın maluliyet oranı ile çarpılması ve sonuçta çıkan değerin istatistiksel bakiye ömür ile çarpılmasıdır.
Formül şu şekildedir:
Tazminat = Günlük Net Kazanç × Maluliyet Oranı × Günlük Katsayı
Burada “günlük katsayı” işçinin ortalama bakiye ömrünü temsil eder. Genellikle 3000 gün (yaklaşık 8,2 yıl) kabul edilir. Bu sabit, işçinin yaşı ve cinsiyetine göre değişebilir ama çoğu pratik hesapta sabit tutulur.
2025 yılı asgari ücret verileriyle bir örnek hesaplama:
- Aylık net maaş: 24.000 TL
- Maluliyet oranı: %30
- Günlük kazanç = 24.000 ÷ 30 = 800 TL
- Maluliyet kazancı = 800 TL × 0.30 = 240 TL
- Toplam tazminat = 240 TL × 3000 gün = 720.000 TL
Bu örnek, kalıcı iş göremezlik yaşayan bir işçinin yaklaşık ne kadar tazminat alabileceğini gösterir. Elbette bu hesaplamaya işçinin kusur oranı da dâhil edilir. Örneğin işçinin kazada %25 kusurlu olduğu kabul edilirse, yukarıdaki tazminattan 720.000 × 0.75 = 540.000 TL ödenir. Ayrıca işçiye daha önce SGK tarafından yapılan ödemeler varsa, bu tutar da mahsup edilebilir.
Tazminat davasında bilirkişi raporları, SGK kayıtları ve işçinin sağlık durumu belirleyici olur. Bu nedenle iş kazası geçiren bir işçinin tüm belgeleri eksiksiz tutması ve haklarını zaman aşımına uğramadan talep etmesi hayati önem taşır.
Örnek Senaryolarla İş Kazası Kırık Tazminatı
Her iş kazası kendi içinde benzersizdir. Kazanın meydana geldiği yer, çalışanın pozisyonu, maluliyet oranı ve maaş düzeyi gibi değişkenler tazminat hesaplamasını doğrudan etkiler. Aşağıda farklı profillere sahip iki örnek senaryo üzerinden, iş kazası kırık tazminatının nasıl hesaplandığı adım adım gösterilmektedir.
Senaryo 1: İnşaat İşçisinin Kol Kırığı
Yusuf Bey 36 yaşında, taşeron firmada kalıp ustası olarak çalışmaktadır. 2025 yılı itibarıyla aylık net kazancı 28.500 TL’dir. İnşaat iskelesinden düşerek sol kolunu kırmıştır. Tedavi sonrası sağlık kurulu kendisine %25 oranında maluliyet vermiştir. Olayda işverenin gerekli güvenlik önlemlerini almadığı saptanmış ve işveren %100 kusurlu bulunmuştur.
- Günlük kazanç: 28.500 ÷ 30 = 950 TL
- Maluliyet oranı: %25 → 950 × 0.25 = 237,5 TL
- Toplam tazminat: 237,5 × 3000 = 712.500 TL
- Kusur indirimi: Yok (çünkü işçi kusurlu değil)
Yusuf Bey’in alacağı tazminat yaklaşık 712.500 TL’dir. Bu rakam sadece maddi tazminatı kapsamaktadır. Manevi tazminat talebi de kabul edilirse mahkeme 50.000–150.000 TL arasında bir ilave bedel öngörebilir.
Senaryo 2: Depo Görevlisinin Bacak Kırığı
Elif Hanım 41 yaşında, zincir marketin lojistik deposunda çalışmaktadır. Forklift çarpması sonucu sağ bacağında kırık meydana gelmiş, iki ay alçıda kalmış ve sonrasında fizik tedavi görmüştür. Sağlık kurulu %18 maluliyet oranı vermiştir. Kazanın işçinin dikkatsizliği sonucu oluştuğu kanaatine varılmış ve %40 oranında kusurlu bulunmuştur. Aylık net maaşı 21.000 TL’dir.
- Günlük kazanç: 21.000 ÷ 30 = 700 TL
- Maluliyet kazancı: 700 × 0.18 = 126 TL
- Toplam tazminat: 126 × 3000 = 378.000 TL
- Kusur indirimi: 378.000 × 0.60 = 226.800 TL
Elif Hanım yaklaşık 226.800 TL tazminat alabilir. Kusurlu olduğu için toplam alacağı düşmüştür. Eğer SGK tarafından ödenmiş geçici iş göremezlik ödeneği varsa bu da dikkate alınır.
Karşılaştırmalı Meslek Grupları Tazminat Tablosu (2025 Verileri)
Aşağıdaki tablo, farklı mesleklerde çalışan kişilerin benzer maluliyet oranlarına göre ne kadar iş kazası tazminatı alabileceğini gösteren örnek bir karşılaştırmadır. Hesaplamalar 2025 yılı net maaş seviyelerine göre yapılmıştır ve %20 maluliyet varsayılmıştır:
Meslek | Aylık Net Maaş | Günlük Kazanç | Maluliyet Oranı | Tahmini Tazminat (TL) |
---|---|---|---|---|
Kaynakçı | 26.000 TL | 867 TL | %20 | ~520.200 TL |
Temizlik Personeli | 20.000 TL | 667 TL | %20 | ~400.200 TL |
Şoför | 23.000 TL | 767 TL | %20 | ~460.200 TL |
Ofis Personeli | 18.000 TL | 600 TL | %20 | ~360.000 TL |
Elektrikçi | 27.000 TL | 900 TL | %20 | ~540.000 TL |
Bu tablo, aynı oranda bir maluliyetin farklı meslek gruplarında ne kadar farklı tazminat sonucu doğurduğunu göstermektedir. İşçinin geliri arttıkça kazandığı tazminat tutarı da artar. Ancak her durumda işverenin kusur oranı, tazminatın nihai miktarını etkiler.
İş kazası sonucu meydana gelen kırık vakaları, yalnızca fiziksel acılarla değil, ekonomik ve sosyal etkileriyle de işçinin hayatını derinden etkiler. İster bir kol kırığı, ister bir bacak travması olsun, bu tür yaralanmalar çalışanın mesleki yeterliliğini sınırlayabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Hukuk sistemi bu mağduriyeti telafi edebilmek için işçilere maddi ve manevi tazminat hakları tanımaktadır.
2025 yılı itibarıyla artan maaş seviyeleri ve güncel hesaplama katsayıları göz önünde bulundurulduğunda, kırık gibi kalıcı zararların ciddi tazminatlara konu olabileceği açıktır. Ancak bu süreçte en önemli adım, kazanın belgelenmesi, iş göremezlik raporlarının zamanında alınması ve maluliyet oranlarının doğru biçimde tespit edilmesidir. İşçi ve işverenin sorumluluklarını tam anlamıyla bilmesi ve yasal çerçevede hareket etmesi, sürecin sağlıklı işlemesini sağlar.
Unutulmamalıdır ki, her kırık vakası kendine özgüdür. Mahkeme kararları, SGK uygulamaları ve bilirkişi değerlendirmeleri kişiye özel tazminat tutarları ortaya çıkarır. Bu nedenle iş kazası geçiren her bireyin, haklarını zaman aşımı süresi dolmadan ve tüm belgelerle birlikte talep etmesi son derece önemlidir. Gerek geçici gerekse sürekli iş göremezlik durumlarında hukuki destek alınması, işçinin zararını tam anlamıyla karşılaması açısından kritik öneme sahiptir.
Sıkça Sorulan Sorular
İş kazasında kırık oluşursa SGK’dan ne kadar ödeme alınır?
SGK, geçici iş göremezlik durumunda işçiye günlük kazancının yaklaşık %66’sı oranında ödeme yapar. Bu ödeme 3. günden itibaren başlar. Kalıcı maluliyet varsa, oran %10’un üzerindeyse sürekli iş göremezlik geliri de bağlanabilir. Ayrıca tazminat için işverene başvurulabilir.
Kırık sonrası maluliyet oranını kim belirler?
Maluliyet oranı, hastane sağlık kurulu veya Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda belirlenir. Bu oran, tazminat hesaplamalarının temel kriterlerinden biridir ve %0 ile %100 arasında değişebilir.
Tazminat almak için dava açmak zorunlu mu?
Eğer işverenle anlaşma sağlanamıyorsa, maddi ve manevi tazminat talebi için iş mahkemesinde dava açmak gerekir. SGK’dan alınan ödemeler dışında kalan zararlar için dava yolu ile hak aranmalıdır.
İşçinin kusurlu olması tazminatı etkiler mi?
Evet. İşçinin kazada kısmi veya tam kusuru varsa, tazminat tutarı orantılı şekilde azaltılır. Örneğin işçi %30 kusurlu bulunursa, alacağı tazminat %70 oranında hesaplanır. Bu oran bilirkişi incelemesi ile belirlenir.
İş kazası nedeniyle kırık yaşayan işçi manevi tazminat alabilir mi?
Kesinlikle evet. Kırık sonrası yaşanan acı, iz kalması, hareket kısıtlılığı gibi fiziksel ve psikolojik etkiler nedeniyle işçi, işverenden manevi tazminat talep edebilir. Mahkeme, bu tutarı işçinin uğradığı manevi zarara göre belirler.